Arı sütü, 5-15 günlük işçi arıların ana arıyı ve genç larvaları beslemek için baş bölgesinde bulunan yutak altı salgı bezlerinden  salgıladıkları çok özel maddedir.
 
Beyaz krem renginde ve tereyağı kıvamında karakteristik bir kokuya 
sahiptir. İçeriğinde temel yağ asitleri, aminoasitler, mineraller, kollajen, lesitin, A, B5, B6, C, D, E vitaminleri içerir. Özellikle B5 vitamini yani pantotenik asitin en çok bulunduğu doğal ürünlerden birisidir.
Kraliçe arı yaşamı süresince sadece arı sütü ile beslenir. Fakat aynı genetik özelliklere sahip olan  işçi arı ise  ömürlerin sadece belirli bir dönemimde arı sütü ile beslenirler. Bu beslenme şekli arıların ömür ve fertil olabilme özelliğini belirler. İşçi arıların ömrü 1 ile 4 ay ve yumurtlama yeteneği yok iken, kraliçe arının ömrü 5-7 yıldır ve fertildir. Bunların dışında ana arıda bazı feromen salhıların aktivitesi de artar. 
 
Arı sütüne biyolojik özellik kazandıran içeriğindeki vitamin mineral  ve sadece arı sütünde bulunan 10-hidroksi dekonoik asittir. 10-HDA aynı zamanda arı sütünün ticari kalitesi olarak kabul edilir. Bu maddenin arı sütündeki oranı %1,4-2 arasında değişir.
 
Bilimsel çalışmalar arı sütünün, antibakteriyel, antitümoral (kanser önleyici) , antiaging (yaşlanma önleyici), antioksidan, immunmodulatör etkilerinin olduğu, aynı zamanda solunum sistemi rahatsızlıkları (alerjik 
rinit, astım), pankreattis, premenstural sendrom, kemik kırıklarında 
iyileşmeyi hızlandırıcı, saç dökülmesini önleyici ve uzaması arttırıcı, afrodizyak, sperm sayısını arttırıcı gibi bir çok etkisi vardır. Bu özellikleri açısınından apiterapi alanında yaygın kullanımı bulunmaktadır.